Sadece bir sınav değil, Bir kuşağın taşıdığı yük

Bugün yüzbinlerce genç, sabahın erken saatlerinde bir sınav salonunun kapısında bekledi. Kimisi telaşlıydı, kimisi sessizce dua ediyordu. Ama hepsinin gözünde aynı ışık vardı: “Bir gelecek umudu.”

Yükseköğretim Kurumları Sınavı’nın (YKS) ilk oturumu olan Temel Yeterlilik Testi (TYT), bugün Türkiye'nin dört bir yanında uygulandı. Gençler kadar, veliler de diken üstündeydi. Okul kapılarında dua eden anneler, bekleyen babalar, gölge arayıp Kur’an okuyan büyükanneler… Bugün sadece bir sınav değil, bir milletin geleceğe dair ortak umudu sınandı.

17 Yaşında Geleceği Seçmek

TYT, kağıt üzerinde bir bilgi ölçme sınavı. Ama aslında çok daha fazlası. 17-18 yaşındaki bir genç, hayatının yönünü belirleyecek kararı, birkaç saat içinde veriyor. Hangi bölüme gidecek, hangi şehirde okuyacak, hatta belki nasıl bir insan olacak  bu sınavla şekilleniyor.

Sınav sistemi, gençleri yarış atına çeviriyor diye eleştiriyoruz ama ne yazık ki bu sistemi değiştirmeyi de başaramıyoruz. Yıllarca test çözerek büyüyen çocuklar, kendilerini ifade edemeyen, düşüncelerini yazıya dökemeyen ama binlerce soruyu ezberleyebilen bireylere dönüşüyor. Eğitim mi bu? Yoksa bir sıralama yarışı mı?

Sınavı Kaçıranlar

Bugün Samsun’dan bir haber… Bir öğrenci sınavı sadece 1 dakika ile kaçırdı. Düşünsenize, bir yıl boyunca hazırlanmış, umutlar yüklemişsiniz ve bir dakika geç kaldığınız için hayatınız bir yıl daha erteleniyor.

Umut Sınavı

Çocuklarımızı sadece bir testin sonucuna göre değerlendirmeyelim. Sınavı kazanamayanı “başarısız” saymayalım. Unutmayalım, her çocuğun yıldızlaşabileceği bir alan vardır. Bize düşen, o alanı fark etmek ve desteklemektir.

Ve unutmayalım, sadece gençler değil; bu ülke de onların umudu ile yükselmeye devam edecek.